genç işsizliği, modern ekonomilerin karşı karşıya olduğu en ciddi sosyal ve ekonomik sorunlardan biridir. özellikle gelişmekte olan ülkelerde, nüfusun önemli bir kısmını oluşturan gençlerin iş piyasasına girmekte zorlanması, ekonomik büyüme ve toplumsal uyum üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. gençlerin iş bulma zorlukları, yalnızca bireysel ekonomik bağımsızlıklarını değil, aynı zamanda toplumun geleceğini de tehdit eden bir yapısal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
dünya genelinde genç işsizlik oranları, ekonomik krizler, teknolojik dönüşümler ve pandemiler gibi küresel olaylarla birlikte artış göstermiştir. iş piyasasında deneyim eksikliği, eğitim sistemi ile iş piyasası arasındaki uyumsuzluk ve istihdam olanaklarının sınırlı olması, gençlerin iş bulmasını zorlaştıran başlıca faktörler arasında yer alır. özellikle dijitalleşme ve otomasyon gibi teknolojik gelişmeler, düşük vasıflı işlere olan talebi azaltarak genç işsizliğini daha da artırmaktadır.
genç işsizliği, yalnızca ekonomik bir sorun olarak değerlendirilmemelidir. uzun süreli işsizlik, genç bireylerde psikolojik sorunlara, motivasyon kaybına ve toplumsal dışlanmaya yol açabilir. ayrıca, işsizlik sürecinde bireylerin mesleki yeteneklerini kaybetme riski, ekonomik kalkınma ve toplumsal refah için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. bu durum, gençlerin geleceğe olan güvenini sarsarak toplumsal huzursuzluklara neden olabilir.
bu soruna çözüm bulmak için, hükümetler ve iş dünyası arasında güçlü bir iş birliği gerekmektedir. gençlere yönelik mesleki eğitim programlarının yaygınlaştırılması, girişimciliğin desteklenmesi ve esnek çalışma modellerinin teşvik edilmesi, genç işsizliği ile mücadelede önemli adımlardır. aynı zamanda, iş piyasasına yeni giren bireylere rehberlik hizmetlerinin sunulması ve gençlerin yeteneklerini geliştirebileceği staj ve öğrenme fırsatlarının artırılması, bu sorunun çözümünde etkili olabilir.
genç işsizliği, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda çözülmesi gereken öncelikli bir sorundur. bu sorunun çözümü, yalnızca ekonomik büyümeyi desteklemekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal eşitliği ve bireysel refahı artırarak daha adil bir toplum inşa edilmesine katkıda bulunur. gençlerin iş gücüne aktif katılımı, toplumun geleceğini şekillendiren en önemli unsurlardan biri olarak görülmelidir.